HEPYAŞAM DERNEĞİ

APASL 2015 KONGRESİ BAŞARIYLA TAMAMLANDI

Prof. A. Kadir Dökmeci’nin başkanlığını yaptığı dünyanın en önemli 3 karaciğer derneğinden biri olan Asya Pasifik Karaciğer Araştırma Derneği (APASL)'nin yıllık kongresi 12 Mart 2015’te İstanbul Harbiye Kongre Merkezi'nde başladı. ''Karaciğer olimpiyatları''olarak nitelendirilen bu kongreye dünyadan yaklaşık 4000’in üzerinde kişi katıldı. Kongre Başkanı Prof. Dr. A. Kadir Dökmeci, bu büyük etkinlik hakkında şunları söyledi:

Asian-Pasific Association for the Study of the Liver (APASL) dünyanın en önemli 3 karaciğer derneğinden birisidir. Her sene APASL bilimsel kongresi yapılmaktadır ve geçen sene Brisbane-Avustralya‘da düzenlenmiş olan APASL kongresinde ülkemiz adına başkan seçildim ve APASL bayrağını teslim aldım. Bayrağı Istanbul’da yapılmakta olan bu kongremiz sonunda düzenlenecek bir törenle de 2016 yılında Tokyo’da yapılacak APASL kongresi başkanı Prof. Osama Yokosuka’ya devredeceğiz. Bu şekilde ülkemizde ilk kez Gastroenteroloji ve Hepatoloji alanında uluslararası düzeyde 4000’in üzerinde katılımlı bir kongre düzenlemenin sorumluluğunu üstlendik.

Daha önce, 2009 yılında 1000’e yakın katılımcı ile İstanbul’da yapılan 5. APASL STC toplantısının çok başarılı olması, bizleri APASL ana kongresinin  ülkemizde düzenlenmesi için cesaretlendirmiş ve bu ana kongreyi organize etme fırsatını vermiştir. Istanbul 2009 APASL STC toplantısının bilimsel başarısı yanında organizasyon ve sosyal program olarak da katılımcılardan tam not almıştır.

Kongre Başkanı ve aynı zamanda APASL Başkanı olarak, bu kongrenin, ülkemizde bugüne kadar karaciğer hastalıkları alanında gerçekleştirilmiş en büyük bilimsel etkinlik olduğuna, ülkemizin gerek coğrafi yapısı olarak gerekse de bilimin her dalında cevherler bulundurması açısından önümüzdeki yıllara bizlere ışık tutacağına inanmaktayım. APASL’ın  tarihinde ilk defa, Avrupa’ya köprü olan İstanbul gibi bir merkezde düzenlenmesi, sadece Asya-Pasifik bölgesine değil, Avrupa, Afrika ve hatta Amerika kıtasına hitap eden bir etkinlik haline gelmesine imkan vermektedir. Kongre düzenleme kurulu ve bilimsel kurul da bu doğrultuda, tüm dünyayı kucaklayan bir program hazırlamıştır.

Ülkemizden çok sayıda bilim adamının da konuşmacı olarak yer aldığı bu kongrede özellikle Uzak Doğu, Avrupa, Amerika ve diğer kıtalardan 150’e yakın çok değerli yabancı bilim adamlarının bu kongrenin bilimsel seviyesini çok üst düzeye çektiği inancındayız. Ayrıca 1300’e yakın bilimsel bildiri ile bu kongre en çok sayıda bilimsel bildiri alan kongrelerden birisi olmuştur. Bu kongrenin başarısında Türk bilimadamlarının katkıları, yardımları ve çabalarının da önemli rol oynadığını belirtmek isterim.

Türk Hepatolojisinin bilimsel aktivasyonunun arttırılması, ülkemizde yapılan bilimsel çalışmaların sunulması ve ülkemizin hepatit ve karaciğer hastalıkları profilinin yapılan epidemiyolojik çalışmalarla ortaya konulması bu kongrenin getireceği önemli katkılar olacaktır. Tabii ki bu kongrenin ülkemiz açısından bir diğer önemi de değerli bilim adamlarımızın yapacağı araştırmalarının sonuçlarının bu uluslararası arenaya sunulmasıdır.                                                                                                                                                            

Bu kongrede ülkemizde de önemli bir sorun olan Hepatit B, C enine boyuna tartışılacaktır. Karaciğer sirozu ve kanseri tedavisinde karaciğer naklinin önemi vurgulanacaktır.                                                                                                                                                         

Avrupa veAmerika karaciğer dernekleri ile ortak toplantılar düzenlenmesi ile bu kongre Dünya Karaciğer Kongresi hüviyetini kazanmıştır.

OBEZİTE, KARACİĞER SİROZU VE KANSERİNİ TETİKLİYOR

Türkiye'de obeziteye bağlı olarak karaciğer yağlanması görülen kişi sayısında artış gözlenmeye başlandı. Artık her 6-7 kişiden birinde karaciğer yağlanması görülüyor. Karaciğer yağlanması da karaciğer sirozu ve  kanserini tetikliyor. Sağlığımız için, karaciğer sirozu ve kanserine neden olan alkolden uzak durmanın yanı sıra sağlıklı beslenerek obeziteden kaçınmak da  önem kazanıyor.

20 sene önce sebebini bilmediğimiz karaciğer sirozu ve bunun sonunda gelişen karaciğer kanserinin çoğunluğunun, alkole bağlı olmayan karaciğer yağlanmasına bağlı  olduğu ortaya konmuştur. Alkol dışında  karaciğer yağlanmasına neden olan önemli faktörler, obezite, insulin direnci, şeker hastalığı, kolesterol ve trigliserid yüksekliği, kalıtsal gibi sebeblerdir. Karaciğer yağlanması çok sinsi seyreder ve insanlar karaciğer sirozunun belirtileri ortaya çıkıncaya kadar bu hastalığın farkında olmazlar. Bu nedenle obez olan, şeker hastalığı, soyunda kolesterol ve trigliserid yüksekliği bulunanların karaciğer yağlanması olabileceği ihtimali ile hekime müracaatları gerekir. Karaciğer yağlanması tanısı basitçe ultrasonografi ile konur. Karaciğer dokusunun beyazlaşması tipik olarak karaciğer yağlanmasını gösterir. Yağlanmanın karaciğerde yaptığı hasarı göstermek için ALT, AST, GGT gibi kan tetkiklerinin yapılması gerekir.

Dünyada en sık görülen kanser türü arasında 6. ve ölümcül kanser türleri arasında da 2. sırada bulunan karaciğer kanseri Türkiye'de de sık görülmekte ve toplum sağlığını tehdit etmektedir.                                                       

Özellikle Hepatit B ve Hepatit C virüsleri, karaciğer kanserinin en önemli etkenleri arasında yer almakta, bu virüsler Türkiye'de karaciğer kanser nedenlerinin üçte ikisini oluşturmaktadır.

Obezite birçok sağlık sorununa neden olması yanı sıra karaciğer yağlanması ve buna bağlı karaciğer sirozu ile kanserine de neden olduğu ortaya konmuştur. Türkiye'de obez kişi sayısının artması kanser anlamında da risk oluşturmaktadır.

Ülkemizde karaciğer sirozu ve karaciğer kanserinin  en sık görülen nedenleri sırayla, Hepatit B, Hepatit C, Alkol ve Karaciğer yağlanmasıdır.

 

Karaciğer kanserine neden olan Hepatit B virusu Türkiye’de toplumun % 4,5’inde, Hepatit C ise % 1'inde görülmektedir. Hepatit B'yi önlemek için Türkiye’de 1999 yılında aşı programı başlatılmıştır. Ülkemizde yeni doğanlarda, okul öncesi ve okul çağı çocuklar ile Hepatit B bulaşma riski yüksek kişilere aşılama programı başarılı bir şekilde yapılmaktadır. Ayrıca Hepatit B hastalarında karaciğer sirozu oluşmadan  hemen  başlatılacak  tedavi ile karaciğer kanseri gelişme riski çok azalmaktadır. Hepatit B virusuna karşı tedavide günde 1 hap  alınması yeterli olmaktadır.

Hepatit C konusunda henüz aşı bulunmamasına rağmen son 5 yılda çok etkin, yüzde 95'e varan kalıcı tedavi edici ilaçların piyasaya çıkması ile ileride Hepatit C, karaciğer sirozu ve kanseri oluşmasında önemli bir problem olmayacaktır. Yeter ki hastalara erken tanı konulsun ve tedaviye başlatılsın .                         

Karaciğer kanserinin erken dönemde tanısı ile kanser tedavi edilebilir. Bunu için 3 tedavi yöntemi vardır; 1) RF tekniği ile kanser dokusunun  yakılması 2) Ameliyatla kanserin çıkarılması ve 3) Karaciğer naklidir.  Kanser ileri evrede ise karaciğer damarından ilaç verilmesi ve surafenib adlı ilacın kullanılması ile yaşam süresi uzatılabilmektedir.

Prof. Dr. A.Kadir Dökmeci                                                                                                                          
Kongre ve Asya Pasifik Karaciğer Araştırma Derneği (APASL) Başkanı                                                                                                                                 
Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Gastroenteroloji  Bilimdalı Öğretim Üyesi     

 

 

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.